19 Mart 2009 Perşembe

DEVLET VE EKONOMİ

Devlet, kar amaçlı bir şirket gibi çalışamaz!
Böyle bir devlete de devlet denemez!

Devletin görevi Irkı korumak, milletin sağlığı ve rahat yaşaması için gerekli tedbirleri almaktır.
Devlet, Toplumun bir kesiminin değil, tamamının çıkarlarını gözetmelidir. Sadece özel sektörün ve zenginlerin çıkarlarını gözeten bir devlete Milli Devlet denemez!

Türkiye Cumhuriyeti ise bir Ulus Devlet’tir. Ulus Devletin tahrib edilmesine veya Şirket Devlete dönüştürülmesine, Liberelleşmesine ise hiçbir koşulda izin verilemez!
Türkiye’nin demir-çelik, telekomünikasyon (haberleşme), limanlar, bankalar, madenler vs. gibi stratejeik kurumları hiçbir şekilde Yabancılara peşkeş çekilemez!
Türkiye’nin kaynakları, sadece Türk Milletince ve onun çıkarları için kullanılabilir!

Bugün bankacılık sektörünün yüzde 50’si yabancı sermayeye ait iken bu oran
sigortacılık sektöründe yüzde 70’lerin üzerindedir. Ayrıca bankaların halka açık
kısmının yüzde 80’den fazlası yabancı sermayenin elindedir. Sermaye
piyasasında ise yabancı sermaye oranı yüzde 70’lerin üzerinde olup para
piyasasında bu miktar yüzde 80’ler seviyesindedir.

Türk altınını Almanlar, petrolünü Amerikalı ve İngilizler, iletişim sistmelerini ise Araplar işletmekte, Türkler ise bu kuruluşlarda sadece “İşçi” olarak çalışmaktadırlar!
Tıpkı Sömürge İmparatorlukları döneminde Batılıların sahip oldukları çiftliklerde çalışan köleler gibi!

Bu utanç verici bir durumdur ve kabul edilemez!

Bütün Stratejik Kuruluşlar derhal ve yeniden Millileştirilmeli ve asıl sahibi olan Türkler Tarafından Yönetilmelidir!

Devlet sadece belli bir sınıfın değil, toplumundaki bütün kesimlerin, dolayısıyla milletin tamamının çıkarlarını gözönüne almalıdır.
Devlet, gerek ağır sanayi, gerekse teknoloji ve kültür alanlarında öncü rolü üstlenmeli, bu alanlarda topyekün bir ilerleme için gerekli yatırımları ve eğitim faaliyetlerini bizzat üstlenmelidir.
Ekonomik kaynaklar ve refah paylaşımı, bütün ulusun yararına düzenlenip kullanmalıdır.